Organ Bağışı Hakkında Yanlış İnanışlar

Bağışlanan her organ ile yapılan her nakil aslında kurtarılan bir hayatı ifade eder. Ancak Türkiye’de organ bağışının istenilen düzeye ulaşmamasında ve toplumda yeterli duyarlılığın oluşmamasında bilgi eksikliği, önyargılar ve yanlış inanışlar önemli rol oynamaktadır. Organ bağışı ve naklinde doğru zannedilip inanılan yanlışlar ile yıllarca diyalize bağlı kalan ya da organ bağışında bulunmayan birçok insan bulunmaktadır.

“Organ nakli sadece canlı vericiden diğer bir canlıya yapılır”

Organ nakli, canlıdan canlıya ve kadavradan canlıya yapılan bir operasyondur. Kalp nakli dışında önemli bir kısmı canlıdan canlıya yapılmaktadır. Karaciğer ve böbrek nakilleri kadavradan alınarak hastaya nakledilerek gerçekleştirilebilmektedir.

“Karaciğer naklinde canlı verici olamaz; çünkü tümü alınır”

Karaciğer naklinde vericinin tüm karaciğeri alınmaz. Uygun görülen parça alınarak nakil gerçekleştirilir. Donör olan kişilerde karaciğer, 6 ya da 8 hafta gibi bir süre içerisinde eski boyutuna ulaşmaktadır. Aynı şekilde nakledilen karaciğer de 2 hafta gibi süre içerisinde kendisini büyüterek eski boyutuna ulaşmaktadır.

“Bitkisel hayata girmiş bir kişinin organları alınabilir”

Bitkisel hayata girmiş bir kişiden organ alınamaz. Bitkisel hayat ile beyin ölümü arasındaki farkı ayırmak gerekir. Kişiden kadavra sayılabilmesi için beyin fonksiyonlarının tamamen olmaması gerekir. Kısacası beyin ölümü gerçekleşmiş olmalıdır. Bitkisel hayatta ise beynin bazı fonksiyonları devam ettiğinden yaşıyor sayılır ve organları alınamaz.

“Kan grubu uyumsuz ise organ nakli gerçekleşemez”

Kan grubu uyumsuz olanlarda da nakil yapılabilir. Alıcının özellikle böbrek nakli açısından diyalize giremeyecek duruma gelmiş olması, Acil Fon’dan uygun kan gruplu organ bulunamadığı durumlarda kan grubu uyumsuz nakiller yapılabilmektedir.

“Böbreğimin tekini verirsem ben yarım insan olurum”

Böbrek ve diğer nakillerde canlı verici olanlar çok detaylı araştırmalara tabi tutulur. Donör olan kişinin tüm hayati fonksiyonlarının sağlam olması gerekir. Kişiye ek bir risk getirmeyeceğine emin olduktan sonra nakil yapılır. Organ nakli yapılmadan önce her 2 böbreğin de sağlıklı olduğunun ve geriye kalan tek böbreğin canlı vericiye yeteceğinin tespiti ile nakil gerçekleştirilir. Bu durumda canlı verici tek böbrekle hayatının sonuna kadar sağlıklı yaşayabilir.

“Organ naklini her hastane ve her cerrah yapabilir”

Organ naklini her hastane ve her cerrah yapamaz. Teknik ve teknolojik alt yapı gerekliliğinin sağlanması, organ nakli merkezinin sorumlusu olacak kişinin o konuda yeterli olması gerekmektedir. Sağlık Bakanlığı Organ Nakli Bilim Kurulları hastane, merkez sorumlusu ve ekibini bu çerçevede denetimden geçirir ve onay alındıktan sonra nakiller yapılmaya başlanmaktadır.

“Yaşlıyım benim organlarım işe yaramaz”

Yaşa bağlı olarak organın sağlam olup olmadığı belirtilemez.. Beyin ölümü olan kişinin organ fonksiyonları değerlendirilir daha sonra risk faktörlerine bağlı olarak organlar kullanılabilir.

“Kronik böbrek yetmezliği olan her hastaya böbrek nakli olur”

Kronik böbrek yetmezliği olan her hasta böbrek nakli olamaz. Komorbit durumlar yani aktif hepatit ya da enfeksiyon taşıması, damar problemleri, kalp yetmezliği ya da ileri derecede akciğer yetmezliği gibi riskler böbrek yetmezliği olan hastaların organ nakli olmasına izin vermeyebilir.

“Kadavradan alınan organ nakli ameliyatında kadavra parçalanır”

Kadavradan alınan organ nakillerinde de yapılan ameliyat tamamen teknik bir ameliyattır. Sadece ince bir ameliyat izi görülür. Bedenin tamamen parçalanması asla söz konusu değildir.

 

25 Kasım 2014